Kalp – Damar Hastalarına Ameliyatsız Tedavi
![]() |
|
Türkiye’de ilk kez! Ameliyat ve stent şansı olmayan kalp-damar hastalarına ameliyatsız tedavi
Dünya genelinde çok sayıda merkezde uygulanan bu yöntemin Türkiye’de de ilk defa başarıyla uygulanmaya başlandığını ifade eden Op. Dr Cafer Abbasoğlu”düşük enerjili damar içi lazer tedavisiyle stent ve ameliyat şansı olmayan kalp-damar hastalarının yeniden eski sağlıklarına kavuşacaklarını” söyledi.
Kalp ve damar hastalarını yakından ilgilendiren bu metod hakkında bilgi veren Okmeydanı Damar Merkezinden kalp ve damar cerrahisi uzmanı Op. Dr. Cafer Abbasoğlu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kalp ve damar hastalıklarına bağlı risk ve ölümlerin en yüksek düzeyde görüldüğünü ancak Türkiye’de ilk kez uygulanmaya başlanan bu tedavi yöntemi ile bu oranlarda belirgin bir düşüşün meydana geleceğini özellikle vurguladı.
Kalp damar hastalıklarında öncelikle medikal tedavi uygulanır bu medikal tedaviye rağmen sorunları olan ve anjiyografi tetkiki sonucunda damar darlıkları ve tıkanmaları olan hastalara stent veya cerrahi müdahale önerilir. Ancak bazı hastalar ise kalp damar durumlarına göre stent ve ameliyat olamazlar. İşte tam bu noktada düşük enerjili damar içi lazer tedavisi devreye girer.
Op.Dr. Cafer Abbasoğlu konu ile ilgili olarak şunları söyledi: “İskemik kalp hastalıklarının tedavisinde; ilaç tedavisi, koroner by-pass ameliyatı ve stent işlemleri uygulanmaktadır. Fakat biz biliyoruz ki kalp ameliyatı, by-pass geçiren hastalar ve stent hastalarında restenoz yani tekrar daralmalar ve tıkanmalar oluşmaktadır. Bu durumdaki hastalar ya tekrar ameliyata alınmalı veya tekrar stent konulmalıdır. Eğer bu hastaların diğer hastalıkları nedeni ile tekrar ameliyat olma veya stent konulma şansları yoksa o zaman düşük enerjili damariçi lazer tedavisi hastaların yaşam standartlarını yükseltmek için artık yeni bir umut oluşturuyor.”
Bu metotta hastalar poliklinik veya muaynehane şartlarında serum seti , damar yolu açılacak şekilde çok ince katater yardımıyla damar yolundan damar içine laser ışınları verilir ve bu ışın kanda emilerek kan hemoglobini üzerinden etki yaparak kalp damarları çevresinde ince kılcal damar oluşturur, yan dallar oluşturarak hastaların büyük ölçüde şikayetlerini giderir.
Bu lazer ışınları 3 türlü olup kırmızı, yeşil ve mavi olarak kalp hastalarında ve bacak damar hastalarında kullanılmaktadır.
Belçika Leuven Üniversitesi Hastanesi’nde yapılan bir çalışmada koroner arter, stent implantasyonundan sonra damar içi düşük enerjili 5MW enerjide kırmızı lazer uygulanması sonrası yapılan kontrol anjiyografileri ve ekokardiyografisinde ejeksiyon fraksiyonu (EF) değerlerinin yükseldiği görülmüştür.
Aynı şekilde kalp krizi sonrası kalpte daha fazla bölgede hasarın mevcudiyetine bağlı ameliyat olamayacak veya koroner arter stentleme şansı olmayan hastalarda, düşük enerjili lazer uygulamasının etkilediği kan yoğunluğu, fibrinojeni ve platelet agregasyonu etkileri araştırılmış ve bu tedavi sonuçlarının stres testi ile talyum ekokardiyografi ve laboratuvar tetkikleri ile kontrollerinde hastaların sol kalp boşluklarının kasılma gücünün belirgin bir şekilde arttığı ispatlanmıştır. İnfarkt kriz alanının belirgin bir şekilde küçüldüğü, kalbin kasılma gücünün kısa sürede belirgin bir şekilde arttığı ve kalp çevresindeki sıvının kısa sürede azaldığı görülmüştür.
Böylelikle hastaların kalp damar çevresinde yeni damarlanmaların artmasına bağlı hastaların nefes darlığı çabuk yorulma göğüste yanma ve baskı şikayetleri belirgin bir şekilde azalmışltır.
Op. Dr. Cafer Abbasoğlu özellikle diyabetik ayak ve diyabete bağlı bacak ve ayak yarası olan hastalarda, diz altı bacak damarlarının ileri derecede darlıklarında ve tıkanıklıklarında, by-pass ve stent şansı olmayan hastalarda 10 seans red ve green katater ile damar içi düşük enerjili lazer kullanılmasının önerildiğini belirterek, “Düşük enerjili lazer tedavisin diyabet hastalarında %75 oranında başarılıdır ve HbA1c kontrollerinde önemli derecelerde düşüklüğü saptanmıştır. Kontrollerde kan yağları, total kolesterol, HDL, LDL, trigliserid, lipoprotein, hemosistein, total protein, albümin seviyeleri işlemlerden önce ve sonra kontrol edilerek karşılaştırılmıştır. Diyabetik bacaklarda veya kritik bacak iskemisi hastalarındaki teşhislerde fizik muayene, arteryel doppler ultrasonografi ve anjiiyografi sonucu hastalarda lazer tedavisi etkisinin, diz altında bacak atar damarlarında revaskülirizasyon ve ince kollateraller sağlanarak bacak doku oksijenizasyonu artmaktadır. Bacak beslenmesi artmakta ve dolayısıyla bacak yarası kısa sürede iyileşerek, kapanmaktadır. Lazer ile yapılan çalışmalarda diyabetik bacak ülserlerinde çok önemli sonuçlar elde edilmiştir.” şeklinde konuştu.
Düşük enerjili lazer tedavisi uygulaması non invazif bir tedavi metodu olarak, ağrısız
30-45 dakika süren seanslar şeklinde ameliyet stresinden de kurtarır. Tedavi sonuçları doppler ultrasonografi, bacak damarlarındaki oksijen satürasyonu ve akım hızı ölçülerek tedavinin başarılı olması kontrol edilmektedir.